BAKAN TEKİN, GÜNCEL GELİŞMELER IŞIĞINDA

18 Nisan 2025 19:33

Çapa Fen Lisesi Konferans Salonu'nda düzenlenen panelde konuşan Bakan Tekin, Bakanlık olarak eksik bırakılan bir alandaki boşluğu önemli oranda dolduracakları söyledi.
 
Bakan Tekin, "Binlerce yıllık devlet geleneğine sahip milletimizin eğitim alanında sahip olduğu birikimi, herhangi bir kesit oluşturmaksızın ulaşabildiğimiz ilk verilerden bugüne kadar herhangi bir dönemi ötekileştirmeden, ayrıştırmadan, hepsini bizim kamusal birikimimiz olarak kabul edip bu mantıkla yürütmeyi arzu ettiğimiz bir sürecin başlangıç noktasındayız." diye konuştu.
 
Bakan Tekin, yurt dışında birçok eğitim kurumunun internet sayfalarında veya tanıtım broşürlerinde, beş yüz, altı yüz, yedi yüz yıllık eğitim kurumlarından bahsedildiğini aktararak konuşmasına şöyle devam etti:
 
"Dönüp ülkemize baktığımızda üniversitelerimiz dâhil çok yakın tarihten başlatıyoruz. Sanki bu ülke, bu toplum, bu millet olarak okuma yazma bilmeyen; bilime, toplumsal alana hiçbir katkı üretmeyen süreli bir devlet imajı çiziyoruz. Buna hakkımız yok. Ben sadece siyaset bilimi açısından size bir örnek vereyim: Kendi alanımız, siyaset bilimi düşünürü diye bugün bahsettiğimiz o köklü üniversitelerde bize sunulan kişilerin yaşadığı dönemdeki kariyerlerine baktığımızda, birçoğu kilise bünyesinde çalışan, dinî alanda eğitim veren din adamı. Fakat bizim hayret, hayranlık, takdirle karşıladığımız bu gelenek, o başlangıç noktasını hiç ötekileştirmeden, ayrıştırmadan, kendisine başlangıç olarak kabul ediyor."
 
Türkiye'de geçmişten bugüne entelektüel hayatı domine eden eğitim geleneklerin ilginç bir şekilde ötekileştirildiğine dikkati çeken Tekin, Hacı Bayram Veli Hazretleri'nden bahsedildiğinde onu ilahiyat alanına hapsedip bir din adamı kisvesinin dışına çıkarmamaya özen gösterildiğini, bunun kendilerine yakışmayan bir davranış olduğunu kaydetti.
 
Bakan Tekin, panelde tüm eğitim camia adına önemli bir eşiğe ve çok kıymetli bir ilim faaliyetine tanıklık edeceklerini vurgulayarak "Millî Eğitim Bakanlığımızın himayesinde yayın hayatına kazandırılan yedi ciltlik Maarif Eserleri Dizisi vesilesiyle bir aradayız. Türk Maarifi'nin Tarihî Kaynakları, İstanbul Maarif Arşivi Rehberi, Cumhuriyet Mekteplerinde Müdüriyet Teftişi (1924-1926) ve Maariften Millî Eğitime İstanbul Sicilleri (1878-1965) başlıklarını taşıyan bu yayın dizisi, eğitim tarihimizin saklı kalmış katmanlarının ortaya çıkarılması, dijitalleştirilmesi ve kamuoyuyla buluşturulması bakımından çok boyutlu bir anlam taşımaktadır. Emeği geçen tüm hocalarımıza, akademik katkılarıyla bu çalışmayı inşa eden kıymetli müelliflere ve elbette bu programın ev sahipliğini yapan Millî Eğitim Akademimize gönülden teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı.
 
Bakan Tekin, tarihin milletlerin zamanla kurduğu ilişkinin hem hafızası hem de yönü olduğunu, eğitim tarihinin ise bu ilişkinin en derin katmanında yer alan insan anlayışını ve toplumsal inşa idealini görünür kıldığını söyledi.
 
"Bir milletin evlatlarını nasıl bir anlayışıyla yetiştirmeyi öngördüğü, hangi değerleri aktarılması gereken bir miras olarak gördüğü ve nasıl bir toplumsal yapı inşa etmeye çalıştığı gibi temel sorular eğitim tarihinin satır aralarından okunabilir." diyen Tekin, bu nedenle eğitim tarihini kronolojik bir seyirle değil arkasındaki zihniyet yapıları, düşünsel kaymalar, medeniyet kodları ve anlam katmanlarıyla birlikte düşünmenin elzem olduğunu belirtti.
 
Bakan Yusuf Tekin, Bakanlığın bu çalışmayı bugünün kararlarına tarihsel bir derinlik ve düşünsel bir tutarlılık kazandırma iradesiyle hayata geçirdiğini anlattı.
 
"Arşiv dediğimiz şey, tozlu raflarda bekleyen belgelerden ibaret değil"
 
"Bugün yayın hayatına kazandırılan bu eser dizisi, Bakanlığımızın 'yüzyıllık hafızasından geleceğe erişim' yaklaşımını da temsil etmektedir." değerlendirmesinde bulunan Bakan Tekin, şunları kaydetti:
 
"Geçmişin izlerini bugünün idrakine taşıyan bu eserler, hem akademik dünyanın hem de eğitim politikalarının düşünsel zeminini besleyen kıymetli bir kaynak niteliğindedir. Bir milletin eğitim geçmişine dönüp bakması; kendine dair idrakini, yönünü ve istikametini yeniden tartmasıdır. Zira arşiv dediğimiz şey, tozlu raflarda bekleyen belgelerden ibaret değil; bir milletin kendisiyle kurduğu ilişkinin en mahrem alanıdır. Orada bilgiler, yönelimler, kaygılar, iddialar saklıdır. Bugün ilk kez bu çapta sistematik bir tasnifle dijital ortama aktarılan bu belgeler, milli hafızanın ihyası açısından tarihsel bir eşik olacaktır. Bakanlık olarak bu tarihsel eşiğin kalıcı bir vizyona dönüşebilmesi için hafızayı kurumsal düzlemde yaşatma sorumluluğunu üstlenmemiz gerektiğine inandık."
 
Konuşmanın ardından Bakan Tekin, etkinlikte emeği geçen akademisyenlere "Maarif Eserleri" dizisini hediye etti.
 
Bakan Tekin ve katılımcılar, panelin sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirdi.

İlgili Fotoğraflar